Farz-ı misal burası Çukita
13 Mayıs 2012 Pazar
Geleceğe ait planlarınızın bir çoğunun hüsranla sonuçlanacağını bilip de ısrarla peşinden sürüklenmek insanoğlunun yaptığı en acınası aptallıktır abiler ablalar. Bu planlara veya tutkulara diyelim sahip olduğunuz aidiyet o kadar kuvvetli ki bırakın kurtulmayı fikri bile aklınızın ucundan geçmez. Çocukken sizi kızdıran, ezen arkadaşlar gibi sürekli sizi sikerler ama yine götlerinden ayrılmazsınız ya işte o misal. Bir bakmışsınız ona/onlara tutulmanıza sebep olan en ufak bir güzellik veya albeninin peşinden aylar,yıllar geçmiş. Enteresan olan tarafı clasura(portekizcemiydi neydi bu) kısmı,yaptığınız tüm aptallıklara rağmen yine de pişman değilsinizdir ama keşkeler ağza sakız olur. Ahmaklığın sonu yok ki bebetolar. Yaşadığınız paradokslar dağ olmuş tırman tırmanabilirsen.
Bütün bunlar olurken içinde bulunduğunuz hayat ile dingin, sakin, cürretkar, öz güven kusan insanlardan uzak yaşam isteğiniz o kadar çarpışır ki siz bunları düşünürken otuz yaşına gelmişsiniz ve bazı şeyler için çok geçtir artık.
Yukarıda yazılanların bir çoğu ana özleminden yazılıyor bilesiniz. Sizi bilmem ama 11 yıldır ailesinden uzak yaşayan benim gibi tevazuyu hayatının odak noktası yapmaya çalışan bir ana kuzusu için boğulduğum, yorulduğum anlarda anamın dizinin dibi olmak istediğim tek yer. Maalesef aramızda 1400km var ve yakın zamanda da yanına gidebileceğimi sanmıyorum. Bu da demek oluyor ki uzun bir zaman daha huzur denen şeyin yanına yaklaşamayacağım. Acınası...
Yine sizi bilmiyorum ama şu dünyada sevdiklerini kaybetme korkusu beni ağlatabilen tek unsur. İşte sırf bu yüzden 3 aylık halime geri dönmek istiyorum desem çok da abest olmaz. Hem acıdan bihaber olurdum hem de bizim ailenin en Adamı hayatta olurdu, anam da ... siktir edin...
"Sesini duydum,beni çok mutlu etti yavrum..."
0 yorum:
Yorum Gönder