Fil Yorgunluğu

iş bu sözleşme ile potansiyelinizin kısıtlı olmasına bakmaksızın yazma,çizme hususundaki ısrarlarınızı görüp, bunu nüktedanlığın sınırlarına vurarak hem acıma hem saygıyla karşılayıp-yedim ama beğenmedim- akabinde gösterrmiş olduğunuz çabalardan ötürü ve/veya ornitorenklerin evcilleştirilmesi hususundaki çabalarınıza istinaden, yetkin bir mühendis olma yolundaki çablarınızı hoşgörüyor ama yazmanın çizmenin size bir arpa boyu kadar yarar sağlamayacağı TC 1545 sayılı kanun hükmünde kararnamesiyle belirlenmiş olup, gereğinin yine şahsın kendi tarafından yapılması uygun görülmüştür.

İmza
Devletlü Padişahım Çok Yaşa Kayı Boyu

Paraf
Bat dünya bat. Şarkısı kaldı yarıda, aklı kaldı karıda. Sebep olanın ocağı batsın.

Kaffe gözün kör ola!

24 Temmuz 2009 Cuma

ah deniz hep senin yüzünen oluyor bunlar!

yaklaşık 3 saat önce yıllar sonra tekrar aşık oldum,yıllar sonra dediğim 10 ay herhalde. neyse konu bu değil. Asıl önemli nokta kızı tanımıyorum, muhtemelen de tanışamayacağım, bir daha görmek mümkün olmayacak ama ben yinede mutluyum üle.
hayatımda bu kadar güzel saçlara sahip bi insan görmedim. altın rengi upuzun saçları ulan ben burdayım, bana da bakmayanın ağzına tüküreyim, yuh! diyor adeta. Çok ciddiyim, çok ama çok ciddiyim bu kadarr güzel bir renkle ben hayatım boyunca karşılaşmadım. Stardust diye bir film vardı, izleyenleriniz vardır muhtemelen; dünyaya düşen yıldızı canlandıran ablanın neşelendiğinde, keyfi yerine geldiğinde etrafına ışık saçardı. nurla dolardı heryer.aynısını hissettim, nurla doldum, ağlamadım ama bu kadar etkilenmemiştim uzun zamandır.
Ve itiraf ediyorum, ben ki oldum olası nefret etmişimdir mini etekten, el kadar eteğin bir insanda bu kadar estetik durabileceğine ihtimal vermezdim, veremezdim, muhteviyatıma aykırıydı ovlum bi kere. Ama kız sanki, al bok ye. bu kadar da güzelim, gözüne girsin emi, mini etek sevmezmişmiş gibilerinden bişiler fısıldıyordu sankim. ya da benim nargile yüzünden kafa bulmamla alakalı olabilir.
Ve en ama en önemli unsur, lakost mor tişört...o kadar o kadardı ki, harbiden o kadardı. ciddiyim ovlum! artık kimin üstünde lakost tişört görsem aklıma kaffe'deki altın saçlı kız gelecek. ki muhtemelen uzun bir süre de unutamıcam kendisini.
Çok şansızım lan, neden daha makul yerlerde karşılaşmıyorum bu insanlarla? nedir yani 5-10 kişilik arkadaş grubuna korku ve yavru kedi tandanslı bakışlar atıyorum. niye lağn!
3 saat önce öyle bir iç çektim ki muhtemelen teeee istanbuldan duyulmuştur.

deniz hep senin bok yemenle oluyor bunlar. hep sen gaza getiriyosun la insanı. gomünist misin lağn!

not: kaffe ve nargile rutini bundan sonra haftada 3 kez gerçekleştirilecek. höyt!

Read more...

A bid farewell

18 Temmuz 2009 Cumartesi

RJD2-1976, tam olarak anlamasam da şarkının bi' yerlerinde istanbuuull! diyiveriyor amcam! alman altyapılı bi şarkı olması benim istanbul algımın doğruluğunu doğrular(doğruluk doğrulamak?-interesting!) nitelikte.


Bi' tanıdık daha terk-i diyar eyledi, gidiverdi karanlığa. Rüyamda gördüm Ali Amcayı, Altan'ın suretine bürünmüştü ki zayıflamıştı oldukça. Saat 12.00 gibi haberi geldi. Kurtuldu belki, bilinmez ne var karanlığın ötesinde.İstanbula ışınlanmak istedim lakin Mr. Spark'ı eksikti kurgu dünyamızın.Gecikmeli olsa da ulaşabildim 20 yılıma tanıklık etmiş şehre. Sonunda teşekkürlerimi sunma fırsatını elde ettim. Hayatımın önemli figürlerinden olan adamı-kardeşimi yetiştirdikleri için. Kendisi bilmese de hayatıma en az abim kadar yön vermiştir. Teşekkürler Ali Amca dedim, iç sesti konuşan tabi. Altan ise dimdikti yine her zaman ki gibi. Kabul etmese de, çok yorgunum dese de yine aynıydı.




Teşekkürler Ali Amca...

Read more...

Türk Filmi Tandansı

9 Temmuz 2009 Perşembe



Çok içli bi adam oldum la ben bu aralar. Kızıyorum kendime yapma etme oğlum, azcık kalıbının adamı ol diye. Olmuyor! içleniyorum, minör dokunuşlar tarumar ediyor vücud-u beşeri.

ilyas:asyam.. al yazmalım..
asya(iç ses): samet baba demişti.. onu babalığa seçmişti.. sevgi neydi? sevgi iyilikti, dostluktu. sevgi emekti.. (cemşit’e doğru yürümeye başlar)
ilyas:asya!!!

asya, samet ve cemşit’le giderken bir durur, döner. ilyas’a bakar;


asya(iç ses): durursam bir daha kurtulamam..
ilyas(iç ses): ziyanı yok, gülüşü yeter bize..
asya(iç ses): yüreğim kaydıysa günah mı?
ilyas(iç ses): çamura saplansam yardıma gelir misin?
asya(iç ses): elini tuttum.. sıcacıktı.. yüreği elimdeymiş gibi..
ilyas(iç ses): elinden tutuversem benimle gelir mi?
asya(iç ses): seninim işte.. alıp götürsene beni..

not: kopi peyst olabilir, ruhu yeter lan!!!




Ne ağlıcam lan! gözüme sovan kaçtı!!!


http://rs441.rapidshare.com/files/253771755/09-detektivbyran-partyland.mp3

Read more...

5 iyi, 6 eh işte, 7 katiyen olmaz!

5 Temmuz 2009 Pazar


Bone-önlük kombinasyonu ile fabrika buhranları örtüşünce pazar günü çıkıveriyor karşıma. Dün gecenin alkol dozu yüksek gölgesi tin tin peşimde ki artık alışagelmiş bi' durum zayıf bünyem için- öyle ya çürük diyebiliyor, hoşgörü! dolup taşan Yüce Türk Milletimin yine pek bi' yüce Yurttaşları.
Pazar günü ne çalışmak, ne tatil yapmak herhangi bir anlam ifade etmiyor benim için. Pazar'ın tek karşılığı-gün bazında- nefret! Değil dışarı çıkıp gezip, dolaşmak, yeni yerler keşfetmek ya da malak gibi yatmak, nefes almak bile yoruyor beni. Dünyanın 6 günde yaratıldığı inanışına sahip dinlerde bile Tanrı'ya bir gün ihtiyaç molası verilmiştir(Kendi inanışları için nasıl bir kör nokta, ne kadar aşağılayıcı bir inanıştır anlayabilmiş değilim.)Ben niye resetleyemiyorum kendimi. Pazar günleri hiçbirşey yapmasam, dursam bütün gün. Hayır, alternatif bir fikre de sahip değilim ama Pazar günlerinin hiç ama hiç bir manası yok ufacıcık kuş beynim için. Bülent Ortaçgil-Memurun şarkısı, çok ama çok severim ama elimde olsa Pazar gününü şarkıdan çıkarırdım. Çok da güzel olur kanımca.
Bu gerizekalı Pazar bütün olumsuzlukları katalize ediyor. Beyninin en ücra köşelerinde unutulmuş, canını sıkan, saçma sapan herhangi bir düşünce birden peydahlanıveriyor. Sebebi ise cenabet Pazar! Nasıl demeyin? Öyle işte, bir şekilde tüm olumsuz enerjisini aktarıveriyor insana ve küllenmiş düşünceler alevleniyor.
For ex;

Geçmişin gölgelerini eşelemeyi meşgale edinmiş zat-ı muhterem, birgün stop birader! diyiverekten hayatında ak pak bir sayfa açmaya karar verir de, bunun için zamana yayılmış bir periotta eylemlerde bulunurken, bir pazar günü fabrikada kıçı koltuğa yapışmış bir halde birden o kuytu köşedeki düşüncelerden biri bir sivilce gibi pırtlayıverir alnımın ortasında; "Ulan geçmişte bu kadar hata yapmışkken, tekrar hayatına almaya çalıştığın insan, yine kendini senin hayatının odak noktası olarak görüp, ufak dağları kendi yaratmış hissiyatına giriyorsa eğer, artık bir önemi var mıdır o kişinin? Eskiye dönmeye çalışmak doğru mudur? Değilse eğer verilecek karar, kararlaştırılacak eylem nedir? Ne yapmalı bu adam?"

Elbetteki cevabı yok, olmayacakta. Cevaplanmadan eyleme geçilmesi gereken bi' durum! Can sıkıcı, yanlış anlaşılmaya ve yanlış davranışlara müsait.
Özgür olmak başarılı bir hareket olabilirdi şu an için. Bu hususta eylemlerde de bulunuyorum ama kısmi bir başarı söz konusu. Yakın çevrem de farkında bunun ama hissettirmiyorlar kıptiler! İçimdeki gargoyle'ın bi' gün canlanıp alev kusabileceğini biliyorum.

Pazar günlerini silsek ya lugattan!

Read more...

31312564kere sıkroblandın adam!

2 Temmuz 2009 Perşembe


bilmem kaçı gösteren temmuz ayın bilmem kaçıncı günü olan cumadan evvel çarşambadan tembel perşembe gecesi; adamı lastın sıkrobundan soyutluyorum. 6546574654 kere olabilir-sayıların birbirini tutması güel bir kafa ile isimlendirebiliriz. Bülent abiye olan saygım mütedadiyen ivmelenmekte.

şarkılarım senindir
boz burun
memurun şarkısı
sensiz olmaz
pencere önü çiçeği
çığlık çığlığa
küçük şeyler
aşk var
basit
eylül akşamı
yoruldum la!
benimle oynar mısın?
değirmenler
anlamsız
bu iş zor yonca
mavi kuş
olmalı mı olmamalı mı?
kediler
yağmur
çoktular ama hiç yoktular
oyuna devam
şarkılarım senindir
şarkılarım senindir
şarkılarım senindir
şarkılarım senindir
şarkılarım senindir
şarkılarım senindir
şarkılarım senindir

Read more...

  © Blogger template Brownium by Ourblogtemplates.com 2009

Back to TOP