Fil Yorgunluğu

iş bu sözleşme ile potansiyelinizin kısıtlı olmasına bakmaksızın yazma,çizme hususundaki ısrarlarınızı görüp, bunu nüktedanlığın sınırlarına vurarak hem acıma hem saygıyla karşılayıp-yedim ama beğenmedim- akabinde gösterrmiş olduğunuz çabalardan ötürü ve/veya ornitorenklerin evcilleştirilmesi hususundaki çabalarınıza istinaden, yetkin bir mühendis olma yolundaki çablarınızı hoşgörüyor ama yazmanın çizmenin size bir arpa boyu kadar yarar sağlamayacağı TC 1545 sayılı kanun hükmünde kararnamesiyle belirlenmiş olup, gereğinin yine şahsın kendi tarafından yapılması uygun görülmüştür.

İmza
Devletlü Padişahım Çok Yaşa Kayı Boyu

Paraf
Bat dünya bat. Şarkısı kaldı yarıda, aklı kaldı karıda. Sebep olanın ocağı batsın.

Lets talk about us!

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Kişi kendine ait olanları kağıda döküyorsa bunun iki nedeni vardır;
1. Yazma, çizme, karalama, yaratıcılık konusunda çok kısırdır. Elinden en fazla bu gelmektedir.
2. Gerçekten kendisini yazmak istiyordur ki bi' ilgi arsızlığı yok değil.

Ben her iki sınıfı da kapsıyorum sanırım. Ama bu sefer 2.si geçerli. İlgi arsızlığı kategorizasyonuna girmeyen cinsten. Neyse, girizgah budur. Detaylı açıklamalar önümüzdeki dakikalarda haber bültenimiz içersinde verilecektir.

İnsanın doğum tarihiyle, hayata karşı duruşu nasıl şekillenir bilmiyorum? Mühendis olmanın getirdiği müspet ilim yolunda ilerlemenin omuzlarımda bıraktığı o hissiyat yüzünden inanasım da gelmiyor ama Rezzan Kiraz ve türevleri benim gibi insanları bi garip tanımlıyor. İkizler diyolar! Takke diyorum, çok terbiyesizsin diyolar. Basıp geçiyorum, yapacak bi' şey yok. Velhasıl-ı kelam bu ikizler hayvanı hayata farklı bakıyor, sürekli canları sıkılıyor, daldan dala atlıyorlar, bir anları bir anını tutmuyor, böyle meymenetsiz, huysuz, bi garip bi cthulu oluveriyorlar. İnsanlarda hemencecik kaçıveriyor. Kaçmayın len! İnsan şaka yapabilen bi' hayvandır.

Ok Dusty! Ben de hem fikirim, melek değilim elbette. Ama iyi bir adam olmak için elimden geleni ardıma koymuyorum( i dont want you on my back, i want you on my front-hey gidi hey meydey, fathimin terimi). Yine dağıldı konu ki yazma konusundaki asıl beceriksizliğim bu sanırım; A'dan başlayıp Z'ye gelmek. Halbüse benim amacım Abdürrezzak yazabilmek. Laurence Sterne yaparken iyi tabi biz yaparken tü kaka. Tabi ya! Tristram, döv lan i.neleri!

Şimdi; hayata olan duruş, bakış açısı vs. Ne bok dersek diyelim? Beni kati olarak bir yere yönlendiriyor. Değişim! Ama aslolan kendisi, ayrı yollara sapmak değil mevz-u bahis, benim hayata tutunabilmemi sağlayabilecek bir göz yanılması. Bunu istiyorum hayattan. Kısa süreli göz yanılgıları, her daim ama. Kısa, periodik, çok sancılı olmayan tutunabileceğim dallar istiyorum. Çoğu zaman buluyorum da. Hayatımın hiçbir döneminde tamamen mutlu olmadım, mutsuz da. Ama istediğim sanırım bu; Spiralin sürekli dönmesi ama ekseninin değişmemesi.

0 yorum:

Yorum Gönder

  © Blogger template Brownium by Ourblogtemplates.com 2009

Back to TOP