başka yer başka zaman
8 Mayıs 2008 Perşembe
..zamanın ve farklı coğrafyaların saçlarında ve dudaklarında bıraktığı buruklukla beraber tırmandım yokuşu. izmiri andırıyordu rüzgar ama değildi ona ait. daha yaşlı dul bir kadının nefesinden bozmaydı sanki. suratıma vuruyordu ki ilk kez sevişen bir delikanlı gibi soğuk terler boşalıyordu vücudumdan. ellerime baktım, tırnaklarım mosmor,titriyorlar. ilacın etkisi var mıydı, bilmiyorum. düşünmüyorum umrumda da değil artık kimyasalların karaciğerdeki tahribatı. yürüyorum, tırmanıyorum yokuşu...
yeditepe vardı şehirde,bunların en paçoz,en pasaklısına tırmanıyordum anahtar elimde. ayakkabım vuruyordu. yeni tamir ettirmiştim üstelik. 7 yama dikmişti hacı amca. pot duruyordu ama hoşuma gitmişti. bilemedim yokuş tırmanırken zorluk çıkaracağını. ağzımdan çıkan buharlar gözlüğüme vuruyordu. sorun değil hava soğuk ve yorucu.umrumda değil lakin.
is kokusu tepeye kadar varmış. yaktı boğazımı. yutkundum. başka yer ve başka zaman, arzulanan aidiyetsizlik. imkanı olmalıydı. zamanın elinden kurtulmak için çabalıyordum. değişmek için. hatalar, nefret, sevgisizlik için farklı şeyler sundum. nefes alabilmek için şans yaratmaktı arzum.
yolun sonu; dul kadın gitmiş yerini yeni yetme genç kız almıştı. farklı esiyordu burda rüzgar; daha sert, coşkulu, esmek, insanın suratını ısırmak için can atıyordu. gülümseyip dedemin atkısına iyice sarınmaktan başka yapacağım hiçbir şey yoktu.
atkıdan sekip suratıma çarpan nefesim hem boğuyor hem de buz kesmiş suratımı daha beter ısırıyordu. çıkardım elimi parkamın içinden. avucumdaki metal anahtar buz kesmişdi. mosmordu parmaklarım. umursamaddım.tüm şehir yatıyordu ayaklarımın altında, serilmişti tüm istanbul. sadece muhafazakar olan tarafı ama; gülmenin utanç olduğu coğrafya. avucumdaki anahtara tekrar baktım. gülemedim ama. istedim ama yapamadım.
bıraktım,kaydı avuçlarımın arasından boşluğa. bakmadım arkasından,istedim ama bakamadım.
başka yer başka zaman.
bir şansım olsun!